RUKİYE BERİN SAHİR NADİ
RUKİYE BERİN SAHİR NADİ

RUKİYE BERİN SAHİR NADİ (Başkan)
ÖZGEN ACAR (Üye)
CÜNEYT ARCAYÜREK (Üye)
AYDIN AYBAY (Üye)
HİKMET ÇETİNKAYA (Üye)
ALEV COŞKUN (Genel Sayman)
ATİLLA COŞKUN (Genel Sekreter)
MUSTAFA EKMEKÇİ (Üye)
UĞUR MUMCU (Üye)
İLHAN SELÇUK (Üye)
ŞÜKRAN SONER (KETENCİ) (Üye)
OSMAN NURİ TORUN (Başkan Vekili)

 

YUNUS NADİ(1880-1945)(Kurucu, Başyazar, Gazete Sahibi)

YUNUS NADİ

Cumhuriyet gazetesinin kurucusu ve ilk başyazarı olan Yunus Nadi, 1880 yılında Fethiye’de doğdu. İlköğrenimini Fethiye’de tamamladı. Daha sonra Rodos Adası’nda, Ahmet Mithat ve Ebuzziya Tevfik’in sürgün oldukları sırada kurdukları Süleymaniye Okulunda okudu. Sonrasında İstanbul’a geldi ve Galatasaray Sultanisi’nden mezun oldu. Hukuk fakültesinde okudu.
Osmanlı’nın son dönemi ve Cumhuriyet’in ilk döneminin en önemli gazetecilerinden ve yazarlarından birisi olan Yunus Nadi,     Osmanlı’nın çöküş, işgal, işgalden kurtuluş ve sonrası Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş süreçlerinde Türk politik yaşamında ve gazeteciliğinde önemli görevler üstlenmiştir. Yunus Nadi, İstanbul’un düşman işgali döneminde zor günler yaşamış, Yüce Divan’da 1920’de yargılanmış, Bekirağa Bölüğü’nde tutuklu kalmıştı.

Yunus Nadi İngilizlerin Meclis’i basmalarından sonra yüzünü Ankara’ya çevirdi ve gizliden gizliye, kimi hazırlıklara başlamıştı. Evi ve çevresi tutuklanmak üzere aranırken güneşin doğduğu yere doğru hareket etmiş ve Üsküdar/Çamlıca ve Kuşçalı/İzmit ve Gevye üzerinden Ankara’ya, Mustafa Kemal Paşa’nın yanına ulaşmıştı. Ankara’ya varır varmaz önce Halide Edip’le birlikte Anadolu Ajansı’nı kurdu. Ardından 9 Ağustos 1920’de “Anadolu’da Yeni Gün” gazetesini çıkardı ve Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın yılmaz destekçisi oldu. O dönemin Ankarasının siyasal çalkantılarını, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın o büyük heyecanını yaşamış ve tüm olaylara tanıklık etti.
          Zafer kazanılmış; Türkiye için çok başka ve yeni bir dönem başlamıştı. Yeni Gün’ün yerine yeni ve güçlü bir gazete çıkarmak gereksinimi vardı. Bunu Mustafa Kemal Atatürk ortaya attı ve İstanbul’da “Cumhuriyet” adını taşıyan özgür ve bağımsız bir gazetenin yayımlanması kararlaştırıldı. Gazetenin isim babası Atatürk’tür. Gazete, 7 Mayıs 1924 günü, Babıali’de yayım hayatına başlamıştır. Cumhuriyet, o gün ve bugün, her türlü ters düşünceye karşı gelerek, yayın hayatını sürdürmektedir.
          Yunus Nadi Bey, gazetenin Başyazarı olarak Cumhuriyet’in kuruluşunun ilk aşamasındaki 21 yıl içinde Atatürk ilkelerinin ve çağdaşlaşmanın yılmaz savunucusu olmuştur. Yazmış olduğu yüzlerce başmakalenin yanı sıra “Türkiye’yi Sokakta Bulmadık”, “Birinci Büyük Millet Meclisi”, “Cumhuriyet Yolunda”, “Mustafa Kemal Samsun’da”, “Kurtuluş Savaşı Anıları” gibi kitapları da yayımladı. Yunus Nadi’nin tüm kitapları, Cumhuriyet felsefesinin ana ilkelerini içermektedir.
          Osmanlı’nın çöküşü ile Cumhuriyet’in kuruluşuna tanıklık eden Yunus Nadi, 1945 yılında İsviçre’de yaşama gözlerini yumdu.

NAZİME NADİ (1890-1975) (Gazete İmtiyaz Sahibi)

NAZİME NADİ

 Nazime Nadi, babası Karantina Memuru  Saffet Bey’in görevi sebebiyle Mekke’de 1890 yılında doğdu. 1906 yılında Yunus Nadi Bey ile evlendi. Evlendikleri sırada Yunus Nadi, Malumat gazetesinde İstibdat’a karşı dernek kurmak suçundan üç yıla mahkum olmuş, Midilli Kalesinde hapsedilmiş, Fethiye’de sürgün cezasını çekmekteydi.

Yunus Nadi’nin Ankara’ya geçtiği, Yeni Gün’ün kapatıldığı sancılı günlerde süreci yüreklilikle göğüsleyen Nazime Nadi, çocuklarını yanına alarak Ankara’ya geçmeyi başardı. Ulusal Kurtuluş Savaşı boyunca ve Cumhuriyet devrimlerinde eşinin yanı başında hizmete katıldı.
Eşinden ve çocuklarından sonra en çok üstüne titrediği varlık Cumhuriyet gazetesiydi. Nitekim Yunus Nadi’yi 1945’de yitirdikten sonra gazetenin yaşaması ve gelişmesi için maddi manevi her tür görevi yüklenmekten ve elindeki olanakları kullanmaktan kaçınmamıştır.
          Siyasal yaşamın Cumhuriyet’e yüklediği her tür zorluğu önce eşiyle, sonra çocuklarıyla paylaşan Nazime Nadi, 13 Ocak 1975’te, 85 yaşında aramızdan ayrıldı.

 

NADİR NADİ (1908-1991)(Başyazar, Gazete Sahibi, İmtiyaz Sahibi)

NADİR NADİ

(Fethiye, 23 Haziran 1908-İstanbul, 20 Ağustos 1991)

Cumhuriyet gazetesinin kurucusu Yunus Nadi’nin oğludur. İlkokulu İstanbul’da Nişantaşı’ndaki Yeni Mektep’te okudu. Ortaöğrenimine Galatasaray Lisesi’nin ilk kısmında başladı. Ancak birinci yılın sonunda babası Yunus Nadi’nin Kurtuluş Savaşı’nda Ankara’da Mustafa Kemal’in yanında yer almasıyla Ankara Lisesi ilk kısmında ortaöğrenimini sürdürdü. Sakarya Savaşı’ndan sonra yine İstanbul’a döndü. İkinci kez yazıldığı Galatasaray Lisesi’ni bitirdi (1929). Yükseköğrenimi için Avusturya’ya gitti Viyana’da Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne girdi. Burada başladığı öğrenimini o zamanki siyasal kargaşalıklar yüzünden İsviçre’de, Lozan Üniversitesi’nde tamamladı (1935). Gazeteci ve yazar bir babanın oğlu olarak gazetecilik mesleğine küçük yaşlarda başlamış olan Nadir Nadi, Viyana’da öğrenciliğe başladığı günlerde oradaki Yabancı Muhabirler Derneği’ne yazılarak gazeteciliğe başlamış oldu. Aslında daha lisedeyken küçük müzik kronikleri yazıyor, çeviriler yapıyor ve İstanbul’a gelen yabancı yazarlarla, müzisyenlerle, sanatçılarla yaptığı söyleşileri Cumhuriyet gazetesinde yayımlıyordu. Viyana’dan da Cumhuriyet’e haberler, izlenimler, röportajlar yollayarak gazeteciliğini sürdürdü. Yükseköğrenimini bitirerek 1935’te yurda dönünce Cumhuriyet’te yazı işleri yardımcılığı, habercilik ve röportajcılık dallarında çalıştı, köşe yazarlığı yaptı. Giderek başyazarlığa yükseldi. İlk başyazısını, Menemen’de Yedek Subay Öğretmen Kubilay’ın gericiler tarafından öldürülmesi üzerine Viyana’dan yollamıştı. Atatürk’ün büyük duyarlılık ve titizlikle üzerinde durduğu bu gericilik olayında, Nadir Nadi’nin önerisiyle Devrim Şehidi Kubilay’ın Menemen’deki heykeli dikildi.

Bu arada genç bir gazeteci ve yazar olarak çeşitli uluslararası toplantılara da katılıyordu. 1935-1941 yılları arasında Galatasaray Lisesi’nde Yurttaşlık Bilgisi ve Sosyoloji öğretmenliği yaptı. Babası Yunus Nadi’nin 1945’te yaşama gözlerini yummasından sonra Cumhuriyet gazetesinin yönetimini bütünüyle üstlendi. İlk başyazısını 1 Nisan 1936’da “Günü Gününe Yaşayanlarımızı Düşünelim” başlığıyla yazdı. Bu arada deneme türündeki yazılarından oluşan ilk kitabı “Sokakta Gürültü Var”ı 1943’te yayımladı. Çok partili demokratik yaşama geçişin ilk  iktidar değişikliği yılı olan 1950’de Demokrat Parti listesinden bağımsız Muğla Milletvekili, 1954’te de bağımsız İstanbul Milletvekili seçildi. Parlamentoya girişinden bir süre sonra Avrupa Konseyi’ne bağımsız Türk delegesi seçilip altı yıl bu görevde bulundu. Bir yandan da Cumhuriyet gazetesinde yazarlık yaptı. Babasının ölümü üzerine ortağı olduğu Cumhuriyet gazetesinin başyazarlığına geçen Nadir Nadi, ölümüne dek bu görevi sürdürdü. 1962 yılında ortaklarıyla anlaşmazlığa düşen Nadir Nadi, yazılarına bir süre ara verdi. 27 Mayıs’ın lideri ve o günlerin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel tarafından, 9 Haziran 1964’te Kontenjan Senatörlüğü’ne seçildi. Böylece ikinci kez parlamentoya girmiş oldu. Ama o, senatörlük süresini doldurmadan 3 Nisan 1970’te istifa etti, Cumhuriyet gazetesine döndü.

Nadir Nadi, 12 Mart Muhtırası’ndan sonra o günlerin siyasal koşulları nedeniyle bir grup arkadaşıyla birlikte 11 Temmuz 1971’de gazete yönetiminden ikinci kez ayrıldı . Gazetede aradıklarını bulamayan okurlar, bilinçli bir direnişle gazeteyi almamaya başladılar. Bunun üzerine ortaklar kendisini gazete yönetimine geri çağırdı. Arkadaşlarıyla birlikte 12 Temmuz 1972’de Cumhuriyet gazetesine geri dönen Nadir Nadi, son günlerine dek bu görevde kaldı. 12 Eylül darbesinden sonra Türkiye’de aydınların yaşadığı yazgıyı, Nadir Nadi de paylaştı. Atatürk’ün kurduğu Türk Dil Kurumu’nu savunan ve 13 Ağustos 1961’de yayımlanan “Tuhaf Bir Tasarı” başlıklı yazısını 23 Ocak 1983’te yeniden yayımlayınca Sıkıyönetim Mahkemesi’nde yargılandı. Ayrıca, “halkı yasalara karşı suç işlemeye teşvik etmek” suçundan iki ay yirmi gün hapse mahkûm oldu. Temyiz hakkı bulunmadığı için karar kesinleşti. Bütün dünyada geniş yankılar uyandıran protestolara yol açan bu karar, 75 yaşındaki Nadir Nadi’yi hapse girmeden iki gün önce Milli Savunma Bakanı’nın temyiz hakkını kullanma gereği duymasıyla (bu hak yalnızca sıkıyönetim komutanı ve bakana aitti) Yargıtay tarafından bozuldu ve Nadir Nadi’nin aklanmasına karar verildi. Atatürk ilkelerine bağlılığını ve demokrasi yanlısı görüşlerini yazılarında sergileyen Nadir Nadi, Cumhuriyet gazetesinin Türk basın tarihindeki seçkin yerini kazanmasında etkili oldu.

1983 Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü’nü, Hikmet Feridun Es’le paylaştı. Aynı yıl Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin onur ödülü verildi. 1988’de TÜYAP 7. İstanbul Kitap Fuarı onur yazarı seçildi ve adına Alpay Kabacalı’nın hazırladığı Sekseninci Yaşında Nadir Nadi adlı kitabı  yayımlandı.

Başlıca yapıtları şunlardır:

Sokakta gürültü Var! / Kendimize ve Başkalarına Dair Kısa Notlar (1943-1973), Atatürk İlkeleri Işığında Uyarmalar: Bir İflasın Kronolojisi (1961), Perde Aralığından (1964), İki Sovyet Rusya, 1935-1965 (1967), İki Sovyet Rusya-İki Polonya, 1935-1965-1967 (1973), 27 Mayıs’tan 12 Mart’a (1971), Sil Baştan (1975), Olur Şey Değil (1981), Ben Atatürkçü Değilim (1982), Dostum Mozart (1985).

BERİN NADİ (1910-2001)(Cumhuriyet Vakfı Kurucusu, Kurucu Başkanı)

RUKİYE BERİN SAHİR NADİ

Mustafa Kemal Atatürk’ün yakın arkadaşlarından Şair Celal Sahir Erozan’ın kızı Berin Nadi, 1910 yılında İstanbul Gedikpaşa’da doğdu. Çocukluğu İstanbul’un işgal edildiği yıllara rastlayan Nadi, önce Fevziye Mektebine ardından da Kandilli Lisesine ve Saint Pulcherie okullarına devam etti. Jean Paul Sartre’nin “Kirli Eller” eserini Türkçeye çevirdi. Viyana’da tanıştığı Nadir Nadi ile 1944 yılında evlendi. Birlikteliklerinde Atatürk ve Mozart’a olan ortak sevgilerinin payı büyüktü.

Berin Nadi, her fırsatta Nadir Nadi’yle olan evliliğini Atatürk sevgisi ve Cumhuriyet değerlerinde odaklandığının altını çizerdi. Bu nedenle de daha Nadir Nadi’nin yaşadığı yıllarda onun sağlığının bozulmasına bağlı olarak Cumhuriyet gazetesi yönetiminde sorumluluk üstlendiğinden bu yana hep o değerleri koruma sorumluluğu içinde yaşadı.
Cumhuriyet’in kuruluş amacı ve değerlerini koruyarak yayın yaşamına devam edebilmesi için herkesi özveriye zorladı. Öncelikle en büyük özveriyi kendisi yaptı, oluşturduğu vakıfla gazetenin yayın yaşamını sürdürebilmesini sağladı.

1993 yılında kurulan Cumhuriyet Vakfı’nın kurucu başkanı olan Berin Nadi, tüm mal varlığını, gazetenin bağımsızlığını koruyarak yayın hayatını sürdürebilmesi için Cumhuriyet Vakfı’na bağışladı.

Berin Nadi 5 Kasım 2001’de, tedavi gördüğü hastanede 91 yaşında yaşama gözlerini yumdu.

İLHAN SELÇUK (1925-2012)(Başyazar, Cumhuriyet Vakfı Başkanı, Cumhuriyet gazetesi İmtiyaz Sahibi)

İLHAN SELÇUK

(İzmir, 11 Mart 1925-nüfusunda Aydın yazılıdır-İstanbul 20 Haziran 2010)

Babası I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı gazisi Mehmet Kasım Selçuk’un subay olması nedeniyle ilk, orta ve liseyi değişik illerde okudu. Aydın’da 7 Eylül İlkokulu’nda başlayan, Sivas-Yıldızeli ve Ankara-Keskin’de süren, Şişli 43. İlkokul’da bitirilen ilköğreniminden sonra ortaokul ve liseyi, İstanbul Taksim, Silifke ve Adana’da tamamladı. Adana’nın toplumsal ve kültürel yapısı onu çok etkiledi. Liseyi Adana Erkek Lisesi’nde bitirip İstanbul’a geldi. 1945’te İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girdi, orada Hitler Almanyası’ndan kaçıp gelen hocalardan özellikle Prof. Andreas Bertold Schwarz’dan çok etkilendi. 1950’de fakülteyi bitirdi. Fakülteye gelip giderken Babiâli’de ağabeyi Turhan Selçuk’a da uğruyordu, böylece Babiâli’yle ilişkileri başladı. Çünkü Turhan Selçuk 1940’lı yıllarda Refik Halit’in Aydede’sinde, Yusuf Ziya Ortaç’ın Akbaba’sında karikatürler çiziyordu. Basına ilgisi arttı. Oysa lisede futbolcu olmak istedi, vereme yakalanınca bundan vazgeçti. Fakülteden arkadaşı Selahattin Hakkı Esatoğlu’yla ortak yazıhane açtı, avukatlık yaptı, ardından ağabeyi Turhan Selçuk’la birlikte yayımladıkları 41 Buçuk (6 Eylül 1952-13 Aralık 1952, 15 sayı) dergisiyle basın-yayın yaşamına girdi. İlk davası da 1952 yılında açıldı, sonraki yıllarda onlarcası, yüzlercesi açılacak olan tüm davalardan olduğu gibi, bu ilk davadan da beraat etti.

İlk yazıları 41 Buçuk ve Dolmuş (5 Ocak 1956-2 Eylül 1958, 139 sayı) dergisinde yer aldı. Bir süre matbaacılık yaptı, Karikatür (1958), Tay-Karikatür (1959) dergilerinin yayımcılarından oldu. Spor gazetesi Günlük’ü kısa bir süre çıkardı.

Semih Balcıoğlu’yla Ulus gazetesinin mizah sayfasını hazırladı. Askerliğini yedek subay olarak Burdur Er Eğitim Alayı ve Demirci Astsubay Okulu’nda yaptıktan sonra, 1961’de Akşam gazetesinde yazarlığa başladı. Askerdeyken de Ulus’ta imzasız yazılar yazdı. Yıl bitmeden Tanin’e, oradan Vatan’a geçti.

1962’de Doğan Avcıoğlu, Mümtaz Soysal, İlhami Soysal ve Reşit Eyüboğlu’yla birlikte Yön’ün kurucuları ve yazar kadrosunda yer aldı. Aynı yıl Nadir Nadi’nin “Yazılarınızı her gün okuyorum, beğeniyorum, bizimle çalışır mısınız?” önerisi üzerine, kendi deyişiyle “O günden bugüne Cumhuriyet’le etle tırnak oldu”.

Yazı İşleri Müdürü Cevat Fehmi Başkut’un önerisi üzerine köşesine “Pencere” adını verdi. Yaşamının sonuna kadar sürdürdüğü “Pencere” başlıklı günlük köşe yazarlığı yapmanın yanı sıra, yayın kurulu başkanlığı, başyazarlık ve Cumhuriyet’i yayımlayan Cumhuriyet Vakfı başkanlığını yürüttü. Gazetenin kuruluşundan bu yana benimsenen Kemalizm çizgisinden hiç ödün vermeden yayımını sürdürmesi doğrultusunda çaba gösteren Selçuk, bu alanda hem siyasal iktidarlarla hem de bir kez Nadir Nadi dışındaki gazete ortaklarıyla ters düştü. 12 Mart sonrasında yazdığı “Hoş Geldin Tanzimat Kafası” başlıklı yazısı nedeniyle tutuklandı, Cumhuriyet kapatıldı. Açılan dava sonucunda aklanmasına karşın, bir süre gözaltına alındı. “Ziverbey Köşkü”nde işkence gördü. İşkence altında olduğunu, “akrostiş yöntemi”ni kullanarak ifadesinin içine gizlice yazdı. Mahkemedeki savunma sırasında akrostiş yöntemini açıkladı ve ifadesinin işkence altında alındığını kanıtlamış oldu. Davadan beraat etti. Daha sonra Madanoğlu Davası nedeniyle tutuklandı. Bu davadan da aklandı.

12 Mart döneminde gazetenin ortaklarının tutumu yüzünden, Nadir Nadi’yle birlikte gazeteden ayrılmak zorunda kaldı. Okur, gazeteyi protesto ettiği için gazete almayınca tiraj çok düştü ve patronaj yüzde 25 hissesi olan Nadir Nadi’yi yeniden yönetime getirdi. Nadir Nadi de başta İlhan Selçuk olmak üzere ayrılan tüm yazarları geri çağırdı. Selçuk, bu ve 1991’de yaşanan ayrı kalış dışında Cumhuriyet’teki yazarlığını sürdürdü. Aydınlanmaya, ulusal konulara ağırlık verdi. Kendi “Pencere” köşe yazılarının dışında “Olayların Ardındaki Gerçek” başlığıyla imzasız yazılar kaleme aldı. 25 bin dolayında köşe yazısı yazdı.

Nadir Nadi’nin ölümünden sonra Berin Nadi ve çalışma arkadaşlarıyla birlikte Cumhuriyet Vakfı’nı kurdu. Berin Nadi’nin ölümünden sonra Cumhuriyet Vakfı Başkanlığı ve Cumhuriyet gazetesi imtiyaz sahipliğini üstlendi.

İlhan Selçuk, 21 Mart 2008 tarihinde Ergenekon soruşturması kapsamında Etiler’deki evine saat sabah 04.30’da yapılan baskınla gözaltına alındı. 24 saat süreyle avukatları dahil kimseyle görüştürülmeyen 83 yaşındaki Selçuk’un gözaltına alınma şekli kamuoyunda tepki çekti. Selçuk, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nde 40 saat tutularak 9 saat boyunca aralıklarla ifade verdi, ardından sağlık nedenleriyle dosyası ayrılarak akşam 19.30’da Beşiktaş’taki İstanbul özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi Savcılığı’na sevk edildi. Zekeriya Öz tarafından yaklaşık 4 buçuk saat süreyle ifadesi alınan Selçuk,  22 Mart’ı 23 Mart’a bağlayan gece, saat 01.30’da serbest bırakıldı.

Selçuk, yaşadığı stres dolu günlerin ardından ilk olarak 30 Mart 2008 günü pnömoni (zatürre) ve kalp spazmı tanısı ile Nişantaşı’ndaki Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi’nde tedavi altına alındı.

14 Ağustos 2009 yine rahatsızlandı.

Son olarak Mart 2010’un başında Şişli’deki gazeteye gelerek odasında çalışma arkadaşlarıyla görüştü, şakalaştı. Selçuk, Mart 2010’un ilk haftasından sonra akciğer ve kalp yetmezliği nedeniyle yoğun bakıma alındı.

İlhan Selçuk, 21 Haziran 2010’da yaşama gözlerini yumdu. Vasiyeti gereği 11 Mart 2010 tarihinde ölen ağabeyi Turhan Selçuk gibi o da Nevşehir Hacıbektaş’a gömüldü.

İlhan Selçuk, basın dünyasının önde gelen gazetecisi ve yazarıydı. İstanbul ve Mimar Sinan üniversitelerinden fahri doktora alan İlhan Selçuk,  “Köşe Yazısı” dalında birkaç kez TGC Ödülü’nü, 1989 Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin Onur Ödülü’nü 1994 TGC Basın Özgürlüğü Ödülü’nü, 1995’te TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı Onur Ödülü’nü aldı. Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği tarafından Aydınlanma Onur Ödülü verildi. İlhan Selçuk, anı, belgesel ve incelemeleriyle Yüzbaşı Selahattin Yurtoğlu’nun (1894-1921) dört yılda kaleme aldığı anılarından yola çıkarak Kurtuluş Savaşı’nı konu alan Yüzbaşı Selahattin’in Romanı’nı en ünlü kitapları arasında yer alır.

Yapıtları şunlardır:

 Roman: Yüzbaşı Selahattin’in Romanı (2 cilt, 1973, 1975)

Gezi: Güzel Amerikalı: Çağdışı Bir İmparatorluktan Gözlemler ve Düşünceler (1965), Uzak Komşu (Rusya’dan, 1967) Sovyetler-İran-Amerika İzlenimleri (1976).

Anı: Ziverbey Köşkü (1987).

Köşe yazılarından seçmeler: Mustafa Kemal’in Saati (1969), Yeni Krallar Yeni Soytarılar (1974), Atatürkçülüğün Alfabesi (1981), Ağlamak ve Gülmek (1982), Düşünüyorum Öyleyse Vurun (1984), Görülmüştür (1986), İşbitiren Ekonomi: Liberalizm Devlet Müdahalesi ve 24 Ocak (1986) Japon Gülü (1989), Türkiye’de Alevilik ve Bektaşilik (Gencay Şaylan ve Şenay Kalkan’la, 1991) Duvarın Üstündeki Tilki (1994) İskele-Sancak: Sağ-Sol-Şeriat (1996), Enel Hakk’ın Hakkı (1998), Ergenekon Mergenekon (2010)

ORHAN ERİNÇ (1936 – ) (Cumhuriyet Vakfı Başkanı, Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi)

ORHAN ERİNÇ

4 Ocak1936′ da Balıkesir’de doğdu. Özel Gazetecilik Okulu’nu bitirdi. Son Posta (1957-1962), Yeni Sabah (1962-1963), Cumhuriyet (1963-1981) gazetelerinde muhabir, istihbarat şefi, sekreter ve yazı işleri müdürü olarak çalıştı. Kısa bir süre Gece Postası gazetesinde (1962) genel yayın müdürlüğü görevinde bulundu. Hürriyet gazetesinde (1981-1984) köşe yazarı olarak görev aldı. Türk Haberler Ajansı’nda (1984-1985) genel yayın müdürlüğü, Güneş gazetesinde (1987-1990) dizi yazılar ve araştırma müdürlüğü yaptı.

1993 yılında Genel Yayın Danışmanı olarak Cumhuriyet gazetesine döndü. 1994 yılında Genel Yayın Yönetmenliği’ne getirildi. 6 Temmuz 2010’da Cumhuriyet Vakfı Başkanlığı’na seçildi ve Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahipliği’ne getirildi.

 

 

ALEV COŞKUN (1936 – ) (Cumhuriyet Vakfı Başkanı, Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi)

ALEV COŞKUN
ALEV COŞKUN
Alev Coşkun Ödemiş’te doğdu. İzmir Atatürk Lisesi ve İstanbul Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi üzerine New York Üniversitesinde master ve doktora dereceleri aldı. Hacettepe, Boğaziçi, Kocaeli Üniversitelerinde “Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi”, İstanbul Üniversitesi Atatürk Devrimleri ve İlkeleri Enstitüsü’nde “Atatürkçü Düşünce Sistemi” dersleri verdi. 1961 Anayasası’nı hazırlayan Kurucu Meclise seçildi.
 
25 yaşında Kurucu Meclis’in seçimle gelen en genç üyesiydi. 1973-1980 arası iki dönem CHP İzmir Milletvekilliği ve Turizm ve Tanıtma Bakanlığı(1978 1979) yaptı. 1989-1991 yılları arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterliği görevinde bulundu. 1992-2013 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde yönetim kurulu başkanlığı ve Cumhuriyet Vakfı Başkan Vekilliği görevini yürüttü. 20 yıl Cumhuriyet gazetesinde siyasal ve toplumsal yazılar yazdı. 7 Eylül 2018’de Cumhuriyet Vakfı Başkanlığı’na ve Cumhuriyet gazetesi imtiyaz sahipliğine getirildi.
 
Yayınlanan kitapları şunlardır:
CHP ve Demokratik Sol(1978), Birleşmiş Milletler’de Çin(1979), Demokrasinin ve Basın Özgürlüğünün Temel İlkeleri(1988), Sepetteki Laleler – Siyasal ve Toplumsal Yazılar(1996), Kuvayi Milliye’nin Kuruluşu(1996), Hasan Ali Yücel (2007), Samsun’dan Önce Bilinmeyen 6 Ay(2008), Tarihi Unutmamak Günceli Yakalamak(2010), Yeni Mandacılar(2010), Anayasayla Sivil Darbe(2010), Liberal Ekonominin Çöküşü – Ulusal Ekonominin Yükselişi(2011), Asker İnönü(2018), Diplomat İnönü- Lozan (2019), Kemalizm- Aydınlanma Devrimleri, Nedir, Ne Değildir (2019), Samsun’dan Sonra En Zor 19 Ay (2021).